SANDALİY
Orta Asya bölgesinde kaybolmayı yüz tutmuş geleneklerden biri de ''Sandaliy'' geleneğidir.
Özellikle kış aylarının geldeği şu günlerde içimizi ısıtacak Sandalı geleneğini bir hatırlatmak istedim. Orda Asya'da yapılan evlerin özel bir köşesi olurdu. Bu evlerin en kuytu ve rüzgarın cereyan yapmayacağı bir bölgesi seçilerek orada genişçiği 1,5 metre karelik bir çukur kazılır. Merdiven şeklinde içeriye doğru iki basamaklı bir şekilde yapılan çukur sağlam bir çamurla sıva yapılırdı. Bu çukurun derinliği de yaklaşık yarım metre yara bir metreyi bulmazdı.
Şimdi çukurun üzerine tam oturacak şekilde ahşaptan yapılan kışlık ve yazlık olmak üzere iki ayrı kapağı olur. Biri dört ayaklı masa şeklinde olur bu kış için bir diğeri de yazlık olur oda çukuru tam kapatacak kapak şeklinde yapılırdı.
Kışın için kullanılan masa şeklindeki kapağa Sandalı denir. Sandalı kare şeklinde çukura uygun bir şekilde masa gibi üzerine konulur. Bu bu masanın üzerine özel olarak diktirilmiş yorgan örtülür. Kışın kullanılan bu sandalı köşesinin çukuruna mangallarda köz yerleştirilir. Üzeri yorganla örtülen masanın etrafından ayaklarını masanın içinde olacak şekilde oturulur.
Evde soba yakılmadığı için ısınma işini bu sandalı maması ile sağlarsınız. Bu kış ayı boyunca böyle devam eder. Sabahleyin yerleştirilen közler öğlene kadar devam eder. Akşama doğru yeniden temizlenerek tekrar köz bırakılır ertesi sabaha kadar sıcaklık muhafaza edilir.
Özellikle çocukların rağbet gösterdiği bu sandalı geleneği, hastaların tedavisinde de bire bir yararlı bir uygulama. Ayakların sürekli olarak ısınması ve beline kadar örtülen yorganla muhafaza edilen sıcaklık vücudun tüm organlarına erişir.
Kış aylarında sürekli olarak tekrarlanan bu gelenek bahar aylarının başlamasıyla sandalı masası kaldırılır. Yerine yerle aynı hizada olan tahta döşeme yerleştirilir.
Sandali en çok çocukların sevdiği bir köşe olur. Çünkü burada derin sohbetlerin yapıldığı, bilmeceler ve çeşitli oyunların oynandığı bir köşe olur. Hatta ders çalışmak isteyen çocuklar için de bire birdir. Ayaklarını sımsıcak bir şekilde muhafaza ederek ders çalışmak kadar zevkli bir şey olamaz. Hele hele bu kış aylarında olursa.
(Osman Mahdum)
Özellikle kış aylarının geldeği şu günlerde içimizi ısıtacak Sandalı geleneğini bir hatırlatmak istedim. Orda Asya'da yapılan evlerin özel bir köşesi olurdu. Bu evlerin en kuytu ve rüzgarın cereyan yapmayacağı bir bölgesi seçilerek orada genişçiği 1,5 metre karelik bir çukur kazılır. Merdiven şeklinde içeriye doğru iki basamaklı bir şekilde yapılan çukur sağlam bir çamurla sıva yapılırdı. Bu çukurun derinliği de yaklaşık yarım metre yara bir metreyi bulmazdı.
Şimdi çukurun üzerine tam oturacak şekilde ahşaptan yapılan kışlık ve yazlık olmak üzere iki ayrı kapağı olur. Biri dört ayaklı masa şeklinde olur bu kış için bir diğeri de yazlık olur oda çukuru tam kapatacak kapak şeklinde yapılırdı.
Kışın için kullanılan masa şeklindeki kapağa Sandalı denir. Sandalı kare şeklinde çukura uygun bir şekilde masa gibi üzerine konulur. Bu bu masanın üzerine özel olarak diktirilmiş yorgan örtülür. Kışın kullanılan bu sandalı köşesinin çukuruna mangallarda köz yerleştirilir. Üzeri yorganla örtülen masanın etrafından ayaklarını masanın içinde olacak şekilde oturulur.
Evde soba yakılmadığı için ısınma işini bu sandalı maması ile sağlarsınız. Bu kış ayı boyunca böyle devam eder. Sabahleyin yerleştirilen közler öğlene kadar devam eder. Akşama doğru yeniden temizlenerek tekrar köz bırakılır ertesi sabaha kadar sıcaklık muhafaza edilir.
Özellikle çocukların rağbet gösterdiği bu sandalı geleneği, hastaların tedavisinde de bire bir yararlı bir uygulama. Ayakların sürekli olarak ısınması ve beline kadar örtülen yorganla muhafaza edilen sıcaklık vücudun tüm organlarına erişir.
Kış aylarında sürekli olarak tekrarlanan bu gelenek bahar aylarının başlamasıyla sandalı masası kaldırılır. Yerine yerle aynı hizada olan tahta döşeme yerleştirilir.
Sandali en çok çocukların sevdiği bir köşe olur. Çünkü burada derin sohbetlerin yapıldığı, bilmeceler ve çeşitli oyunların oynandığı bir köşe olur. Hatta ders çalışmak isteyen çocuklar için de bire birdir. Ayaklarını sımsıcak bir şekilde muhafaza ederek ders çalışmak kadar zevkli bir şey olamaz. Hele hele bu kış aylarında olursa.
(Osman Mahdum)