TÜRKMEN GAZETECİ, YAZAR VE ŞAİR ABDULMECİT TURAN, HAKKIN RAHMETİNE KAVUŞMUŞTUR
Güney Türkistan (Afganistan’da) Türk dilinin ve Türklüğün yeniden canlanmasında kalemiyle ve fiili gayretleriyle önemli rol oynamış şahsiyetlerden biri olan Abdülmecit Turan, yakalanmış olduğu hastalığından kurtulamayarak Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Ömrünün en verimli çağında aramızdan ayrılıp Hakk’a yürüyen Türkçü düşünce ve eylem insanı, milletimizin Türkmen evladı Abdülmecit Turan’a Allah’tan rahmet diliyoruz.
ABDÜLMECİD TURAN
Şahim İşanoğlu Elhac Muhammed torunu Abdülmecid “Turan”, 1339/1960 yılında Andköy’ün Altı Bölek köyünde dünyaya gelmiştir. Bu köyde büyüyüp 1970’te başladığı Karamkul ortaokulunu bitirdikten sonra, Ebu Müslim Horasani lisesine başladı. 1980 yılında liseyi üstün derece ile tamamladıktan sonra, Kabil Üniversitesinin Gazetecilik Fakültesine girdi. 1989 yılında askerlik görevini yerine getirdikten sonra Afganistan Cumhuriyeti Riyaset defterinde memuriyete başladı. Önce memur, sonra şube müdürü olarak uzun yıllar vazife yaptı. Aynı zamanda Afganistan radyo ve televizyonunun Türkmence programında, program müdürü, program hazırlayıcısı, sunucusu ve tercüman olarak da çalıştı.
Çocukluğundan beri ilime bilgiye, özellikle dile, edebiyata ve hatipliğe yatkınlığı ve ilgisi çok olduğundan dolayı, yazıları ve şiirleri ülkenin çeşitli gazete ve dergilerinde bu cümleden Enis, Hivad gazeteleri, Güreş Dergisi, Teavün-i Hemvatan, Milliyetha-yi Birader adlı dergilerde yayınlanıp okuyuculara ulaştırıldı. Ülkede kargaşanın devam etmesi sebebiyle 1986 yılında komşu Pakistan’da yaşamak zorunda kaldı. Gurbet günlerinde Mahdumkulı Firagi adındaki Ferhengi Encümeni kurup ve Güneş Dergisinin alt yapısını oluşturdu. Fiilen halkın kültür işlerini yerine yetirmek için işe soyundu. Ülke matbuatında yayınlanmış pek çok makale ve yazıları vardır. Türkmen çocukları için hazırladığı “Kızıl Gül”ve “Gonça Gül adlı eserleri ile “Köngül Sözleri” adlı şiir kitabı bu ferhengi encümen tarafından yayınladı. Ayrıca geçmişten günümüze kadar Türkmen şair ve bagşılarının yer aldığı “Köngüller Sedası” adlı iki ciltlik kitabının yanı sıra Türkmen halkının geçmiş büyük şahsiyetleri ve eserlerine ait hazırlayıp yayınladığı şu kitapları da vardır:
1. Divan-ı Mahdumkulı Firagı 2.Divan-ı Muhammed Bayramhan Türkmen, 3. Divan-ı Molla Nefes 4. Divan-ı Hoca Nefes 5. Divan-ı Muhammed Veli Kemine 6. Divan-ı Kurban Derdi Zelili 7. Divan-ı Devlet Muhammed Bal Kızıl 8. Dastan-ı Zühre ve Tahir 9. Dastan-ı İbrahim Edhem 10. Dastan-ı Zeynel Arab 11. Dastan-ı Huyrlika Hemrah.
“Sada vü sima-yı hem-vatan” idaresinin (Türkmen, Özbek, Beluci, Paşayi ve Nuristani) amiri olarak çalışmıştı. Güneş Dergisinin kurucusu ve müdürü, Hem-vatan dergisinin yazı kurulu üyesi, Afganistan Türkmenlerinin Mahdumkulı Firagi Ferhengi Encümeninin yönetim kurulu üyesi, Encümen kalemi ile Afganistan Gazeteciler Birliğinin yönetim kurulu üyesi olarak çalışıyordu.
A. Turan, Afganistan Türkmencesinin yazılı eserler vermesinde, özellikle Türkmen yazar ve şairlerinin eserlerinin yayınlanmasında önemli katkıları, hizmetleri olmuştur.
Kaynak: Afganistanlı Türkmen Şairleri Anatolojisi
Konya 2010, s.125-135 kaynağından alınmıştır.
Ridvan Öztürk
MİLLETİM
Vatanıma bahar çağı gelince,
Yağmur yağıp sular dolup akınca,
Genç çocuklar kahkaha atıp gülünce,
Oynayıp gülüp yaşar onda milletim.
Gönüllerden gamlar, kederler gidince,
Muhabbet püskülü gönle erişince,
Kaygılar uzaklaşıp matem yitince,
Oynayıp, gülüp yaşar onda milletim.
Kinler yok olup küsüşler gitse,
Matemin yerini muhabbet tutsa,
Düşmanlar mat olup dostlarımız gülse,
Onda oynar güler elim, milletim.
Turan’ın başından bulut gitmedi.
Allah’ım bu ne bela, millet gülmedi.
Başka halklar gibi dinç olmadı.
Ağlayıp biter oldu elim, milletim
BERİ GEL
Ey periler yüzlü, viran haneme bir lahza gel,
Kıpır kıpır gül gibi açılıp, deli gönlümü almaya gel.
Gece gündüz sen diye ağlayıp geçirdim yılları,
Boyu dik selvi gibi, taze fidanım beri gel.
Dudakların kand u şeker, sözlerin bal misali,
Saçları sümbül olan, fıstık dudaklı beri gel.
Görmedim senin gibi güzel, göz açılalı bu cihanda,
İki cihan serverimsin, dolun ayım beri gel.
Sallanıp evden çıkınca, canım çıkıp aklım gider,
Gerdanı ak, ay yüzlü gecelerin kandili beri gel.
Göğsündeki elman narın, canımı alıp hançer sokar.
Dilleri Türkçe olan tatlı sözlüm beri gel.
Olmaz Mecid’in takatı, her an seni görmezse,
Bütün cihan gerek değildir, sen kendin beri gel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder