SULTAN 2. BAYEZIT
(1448-1512)
(1448-1512)

Sultan Fatih devrinde başlamış olan ilmi çalışmalar, Bayezıd-i
Veli’nin ince anlayış ve zekası ile inkişaf etmiş, diğer İslam
memleketlerindeki alim ve ariflerle de alakadar olunmuştur. Herat’ta bulunan
Molla Cami Hazretleri ile Buhara’daki Nakşibendî dergâhının şeyhi ve müritlerine şahsi mülkünden maaş bağlamıştır. Hace Abdülhadi’yi İstanbul‘a davet etmiş
ve çok ikramda bulunmuştur.
Sultan 2. Bayezıd, veli ünvanıyla anılacak kadar mütedeyyin
ve perhizkâr bir hayat sürer. O kadar ki, Bayezıd Camisi’nin açılışında
etrafındakilere dönüp: ’Her kim müddet-i ömründe ikindi ve yatsı
namazlarının sünnetlerini terk etmemiş ise, cemaate o imamlık etsin’’ der
ve derya misali cemaatten ses çıkmayınca : ’’Elhamdülillah, hazarda ve
seferde cemi sünnetleri dahi terk etmedik’’ deyip imamete durduğunu rivayet
ederler.
İkinci Bayezıd’ın veliliği için hoş bir hikâye daha
anlatılır. Güya Bayezıd Camisi’nin kıble istikametini tesbiti için mimar Sultan
Bayezıd’e, kıbleyi nereye koyacağını sorar. O da mimara ayağına basmasını
söyler. Bu emri yerine getiren mimar, karşısında Kâbe’yi görür. Bu vakayla halk
arasında, bu caminin İstanbul’da kıblesi en doğru olan cami olduğu rivayet
edilir yayılır ve diğer camiler buna göre kıblelerini düzenlerler. Sultan
Bayezıd Han, kendi adıyla anılan bu cami-i şerifin inşaatında, sık sık gelip
bizzat bedenen de çalışırdı. Bu çalışmaları sırasında bir gün, , ustalardan
birinin duvarı gayet süratle örüp, yükselmesi dikkatini çekdi. Alakayla bakınca
şairin :’’Ehli-dil birbirini bilmemek insaf değil’’ ifadesi vechile, O’nun
Hızır - aleyhisselam - olduğunu anladı. Hemen yanına varıp o’nu yakaladı ve
elini sıkı sıkıya tuttuktan sonra: ‘’Her namaz vaktinde bu camiye uğrayacağına
söz vermezsen. Şimdi bağırır ve Hızır’ ı yakaladığımı bütün cümle âleme ilan
ederim!’’ dedi. Hızır Aleyhisselam. Özür beyan etti, işlerinin çokluğunu ileri
sürerek, böyle bir külfetten af edilmesini diledi. Fakat Veli Bayezıd, her
namaz vaktinde uğramak iddiasını, günde bir defa uğramak şeklinde
hafifleştirdiyse de, Hızır Aleyhisselam, buna da razı olmadı. Nihayet, haftada
bir kere uğramak şeklinde talebini kabul etmesi üzerine Bayezıd-i Veli, Hızır
–aleyhisselam-‘ı serbest bıraktı.
(Kaynak: Osmanlı Padişahlarında Peygamber sevgisi - Cemalnur Sargut)