28 Ağustos 2013 Çarşamba


ŞAİR VE YAZAR ÜSTAD ABDULKERİM BEHMEN
(1931-2013)
 
Üstad Abdulkerim Behmen 1931 yılında Afganistan'ın Faryap vilayetine bağlı Andhoy ilçesi Bağıbostan köyünde dünyaya geldi. İlk, Orta ve Lise eğitimini burada tamamlayan Abdulkerim Behmen, maddi imkansızlığı nedeniyle yüksek okuluna gidemedi.
Çalışkan ve kabilyatli bir şahsiyet olan üstad Abdulkerim Behmen en sevdiği meslek öğretmenliğe 1952 yılında başlayacaktır. 47 yıl çalışan ve mukaddes bildiği meslek hayatı boyunca Türkmen halkının evlatlerının mutlaka okuması gerektiğini onların okutulması için teşvik edecektir. Ülkede söz sahibi olabilmek için her daim okumanın önemini işaret eden üstad Behmen, Türkmen halkı arasında bilimli ve tecrübeli kadroların yetişmesinde öncü rol oynamıştır.
Hemen hemen hayatı boyunca öğretmenlik mesleğini icra eden Üstad Abdulkerim Behmen, Andhoy, Meymene, Derzap, Şibirgan ve Kabil'de yıllarca çalıştı. Afganistan'da Türklerin yaşadığı tüm il ve ilçeleri tek tek dolaşan üstad Behmen'i tanımayan Afgan Türkü yoktur.
Onun karşılıksız hizmeti ve çalışmalarını herkes takdir etmektedir. Ustad öğretmenliği yanı sıra, şiirle, edebiyat ve tarih ile de uğraşmıştır. Hatta kendince derleye bildiği kaynakları kullanarak destanlar, tarih kitap yazmıştır.
Üstadın Bağıbostan, Dörtgül, Yürek derdi, Gövheristan, Ene mehri, Gurban Serdar, Tarih Sesi, Kalem Sesi, Kari Kalem, Sedayı Dil, Boğulan Sesler, Türkmen Görnüşü Afganistan'da ve Akyol Asırlarından adında kitap ve şiiir kitapları bulunmaktadır.
Uzun bir dönem savaş yıllarının hazinini yaşayan üstad Behmen ve birkaç aydın Türkmen yazı 1998 yılında bir araya gelerek ''Mahdumkulu Feraği Ferhengi Encümeni'' adında kültürel bir birlik kurarlar.  Amaçları aydın Türkmen yazar ve şairlerin eserlerini toparlayarak Türkmen halkına yaymayı başarmıştır.
2013 yılında yani, 83 yaşında hakkın rahmetine kavuşan Üstad Abdulkerim Behmen'in 5 erkek ve 2 kız evladı var.
(Derleyen: Osman Mahdum)
 
 

HACİ NURGELDİ BABA (NURMELEN BABA)

Halife Kızılayak'ın Nurgeldi isminde bir şöförü vardı
Şibirgan'ın Akça ilçesinde yaşayan Nurguldi ağa, şöförlüğü ve motor konusunda tecrübeli biri olduğu için uzun bir zaman Halife Kızılayak'ın şöförlüğünü yapar.
Nurgeldi, çok deli dolu bir insan olduğu için halk arasında deli anlamına gelen ''Nur Melen'' diyerek hitap edilirdi.
Nurgeldi baba, bir gün Şibirgan'da düzenlenen büyük bir toplantıya katılar. Toplantıda savcı ve valinin konuşmasına şahit olur. Konuşmalarda Halife Kızılayak'a yönelik ufak bir saygısızlık sezer. Bu sözlere tahammül edemeyen Nurgeldi Ağa, vali, savcı dinlemez her ikisine de dalar. Bu arada vali ve savcıların koruması ve ektafdaki halk tarafından iyice hırpalanan Nurgeldi Ağa, Kızılayak kasabasına döner.
Üst başı yırtık pırtık, başı kanlar içinde bitap haldeydi. Nurgelde Ağanın bu halini gören Halife Kızılayak
-''Ne oldu oğlum'' diye sorar.
Olayı anlatınca
-''Ya heyy, keşke böyle şeyler yapmasaydın'' der.
Nurgeldi Ağa Halife Kızılayak'ın küçük oğlu Seracettin Mahdum ile biraz anlaşamaz. Arasında münakaşa olur ve tartışırlar. Seracettin Mahdum'da babasına şikayet eder ve işten ayrılmasını ister.
Halife Kızılayak, Nurgeldi Ağayı yanına çağırır ve vazifesinin tamamladığını söyler ve
-''Şimdi seni razı edebilmem için ne istersin'' diye sorar.
Nurgeldi Ağa, ağlamaklı bir şekilde:
-''Hiç bitmeyenden isterim'' der.
Halife Kızılayak, coşarak ona dua eder. Ogün bugündür Nurgeldi Baba ticaretle uğraşır. Çok zengin olan Nurgeldi Baba'nın çocukları da aynı mesleği yürütür.
Bir müddet Türkiye'de yaşayan Nurgeldi Baba, ölümünün yaklaştığını anlar ve kendisinin Cennet-ül Bakiye'de gömülüceğini söyler dururdu. Aynen öyle de oldu.
Nurgeldi Ağa'nın çocukları Türkiye ve Türkmenistan'da yaşıyor. Tüm sülalesi ticaretle uğraştığı için zengin bir hayat sürmektedirler.
(Derleyen: Osman Mahdum)