16 Haziran 2015 Salı

ORTA KÖY CAMİ


İstanbul'un her bir tarafı ayrı bir güzellik, her bir yeri ayrı bir şah eser.
Ortaköy İskelesindeki nadide eser, denizin kenarında adeta hatıra fotoğrafı çektiren bir gelin gibi zarif ve süslü olan Orta Köy Camii'sinden bahsediyorum.
Sultan Abdülmecîd Han tarafından yaptırılan bu pırlanta eser her göreni kendine mıknatis gibi çekiyor.
Bu güzelim yere ilk başta Mahmûd Ağa bir ibâdethâne yaptırmış. Daha sonra Sultan Üçüncü Ahmed Han zamânında İbrâhim Paşa kethüdâsı Mehmed Ağa yeni bir câmi yaptırmıştı.

O da harap olunca, 1853 yılında Sultan Abdülmecîd Han tarafından bu gördüğünüz Şaheser câmiyi yaptırır.

Oldukça zarif bir yapı olan cami Barok üslubundadır. Boğaziçinde eşsiz bir konuma yerleştirilen camii, yerli ve yabancı tüm turistlerin dikkatini çekiyor.


Her turist burada fotoğraf çektirmek için adeta yarışıyor. Geniş ve yüksek pencereler Boğaz’ın değişken ışıklarını caminin içine taşıyacak biçimde düzenlenirken, İnce ve zarîf minâreleriyle tanınıyor.
Özellikle Câminin içi çok güzel.


Câminin içindeki Allah, Muhammed ve ilk dört halifenin adları, bizzat Sultan Abdülmecîd Han tarafından yazıldığı söylenmektedir.

Bu kadar güzel eserin yanında açılan Kumpirciler de hoş olmuş ancak, ibadet etmeye gelen insanların dışında cemiye yakın bir bölgede oturarak biralarını yudumlayan kişileri görünce de insanın içi acı bir şekilde burkuldu.

Güzelim caminin görünüşü, ışığa koşan kelebekleri çektiği gibi her insanı çekiyor. Bu raya her türlü insanın gelmesi aşikar ancak, ibadet edenlere de birazcık saygı gösterilirse uygun olurdu vesselam.

(Osman Mahdum)