12 Mayıs 2010 Çarşamba

HAZARA TÜRK'LERİ
Hazara Türk'leri Afganistan'da planlı bir şekilde yapılan asimilasyon sonucu milli benliklerinden uzaklaştırılmış Türk'lerdir. Şimdi aşağıda yayına koyacağımız Hazara Türk'lerinden bir aşığın çalmış olduğu müzik aletinin ve çalgısının bağlamaya ne kadar benzediğine dikkatinizi çekmek istiyorum. Bir millet ne kadar benliğinden uzaklaştırılmaya çalışılsa çalışılsın, yine bir yerde kendi örf ve adetlerine has geleneğini sürdürmeye devam edecektir. Üstad bağlamayı belki kendi elleri ile yaptı. Ama ustadın çaldığı bağlama Anadolu'da çalınan bağlamanın bir benzerini yansıtıyor.


1920'li yıllarında Türkiye'nin Kabil Büyükelçiliğini yapan Memduh Şevket Esendal, Afganistan’da, Hazara Türk'leri ile yakın temas içinde olmuş, Hazaraların Türk aslında olduğu fikrini onlara aşılama çalışmıştır.
Esendal, her vesile ile Hazaralar kendilerinin Türk kökenli olduklarını, Cengiz Han zamanında buralara geldiklerini ifade etmiştir onlara.
Bazen, bazı Hazaralar Türk Elçiliğine gelerek Esendal’a dertlerini anlatır ve onun tavsiyelerini alırlardı. O yıllarda Rusların Afganistan Hükümetine büyük baskıları vardı. Türk cumhuriyetlerindeki soydaşlarımız (özellikle Özbekistan ve Türkmenistan’dan) büyük kitleler halinde kaçarak Afganistan’a sığınıyorlardı.
Komünist zulmünden kaçan bu kardeşlerimiz sınıra yakın bir bölgede bekletilmişlerdi. Moskova, bunların iadesini talep etmiş, Afgan Hükümetinden olayı öğrenen Esendal, durumu derhâl Ankara’ya bildiriyor ve akabinde Başbakan Serdar Haşim Han’a giderek bu konu hakkında görüş alışverişinde bulunuyor. Bizzat şahit olduğum bir sohbette, edindiğim bilgilere göre, bu soydaşlarımızın Ruslara iade edilmemesi ricasında bulunmuştur. Bu insanların yetenekli, tahsilli, tüccar ve çiftçi olduklarını ve gelecekte bu insanların Afganistan’ın gelişmesine büyük katkılar sağlayabileceğini ifade ederek, bu kardeşlerimizin Afganistan’ın kuzeyindeki Kunduz bölgesinde iskân edilmelerini sağlamıştır.
Esendal, yıllar sonra bu fikirlerinde haklı çıkmıştır. Kunduz bölgesi bu çalışkan ve yetenekli insanlar sayesinde ekonomik açıdan canlanmıştır. Dünyaca meşhur astragan kürk üretimi bu sığınmacı Türkler sayesinde gelişmiş ve Afganistan’ın başlıca ihraç ürünü olmuştur.
Memduh Şevket Esendal, Sovyetlerden kaçarak Afganistan’a sığının Türklerin kuzey bölgesine yerleşmelerini sağlamakla bu bölgede Güney Türsitan'ın doğmasına vesile olmuştur.

11 Mayıs 2010 Salı



Esma'ül Hüsna
HAZİNESİ
Esma'ül Hüsna'ya göre dualar

Gazeteci- Filolog İsmail Kılınç’ın kaleme aldığı, Yavuz Bülent Bakiler’in önsözünü yazıp editörlüğünü yaptığı 310 sayfalık “Esmaü’l Hüsna Hazinesi ve Esmaü’ Hünsaya Göre Dualar” kitabı kargo ücretini karşılayan herkese bedava gönderiliyor. Ayrıca “Esmaü’l Hüsna Hazinesi” kitabının yanında isteyen herkese 96 sayfalık “Allah Dostları” kitabı da hediye ediliyor.
Allah’ın 99 isminin geniş bir şekilde anlatıldığı kitapta ‘En önemli meselenin Güzel Allah’ımızı bilmek olduğu, Allah’ı bilmenin ise isimlerinin anlamını bilmekle olacağı’ konusu işleniyor. Kitapta her ismin sınırsız bir hazine olduğu ve birçok anlama geldiği geniş bir şekilde işlenirken aynı zamanda o isme göre yapılması gereken dualar da geniş bir şekilde yer alıyor.
“Esmâü’l Hüsna Hazinesi” kitabı bir aşkta derinleşme kitabı. Yazar kitapta “Bizleri Aşıklara Bayraktar eyle” diye yer yer dualar ediliyor. Yazar her bir isimle Allah’a bir aşk köprüsü kurmak ve aşkta derinleşmek istiyor ve şöyle diyor; “Bizlere, her zerrede Senin Güzel İsimlerinin, güzel tecellilerini görmeyi lütfeyle. Sana olan aşkımızı, muhabbetimizi tazele. Sana olan aşkımızı derinleştir.”
Esmaü’l Hüsna Hazinesi” kitabının tamamı “En güzel isimler (Esmâü’l Hüsna) Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin.” Araf 180 ayetinin bir tefsiri. Ayrıca kipta “Yüce Allah’ın bir eksiğiyle yüz ismi vardır. Kim onları sayarsa (ahsaha) Cennet’e girer” (Müslim) hadisine de yer veriliyor.
Yazar, önemli insanlar önemli kitaplar okuduğunu, bu kitabın konusunun çok önemli olduğu, insanlığın detaylarda boğulduğu, insanlığın Esmâü'l Hüsnaya hasret olduğu vurgulanıyor.
KONYA'DAN AFGANİSTAN'A YARDIM

Kimse Yok Mu Derneği Konya Şube Başkanlığı ile Sağlık Mensupları Derneği’nin başlatmış olduğu Afganistan’a yardım kampanyası tamamlandı. Toplanan malzemeler organize edilen uğurlama töreniyle Afganistan’a gönderildi.
Afganistan Çalışma, Sosyal Güvenlik ve Şehitler-Gaziler Bakanlığı’nın yardım talebi üzerine Kimse Yok Mu Derneği Konya Şubesi ve Sameder, harekete geçti. İki ay içinde hazırlanmış olan giysi, ayakkabı, battaniye, nevresim, ilaç’tan oluşan 1 TIR dolusu yardım malzemesi, Konya müftüsü Şükrü Özbuğday’ın yaptığı dua ile yolcu edildi.
Karatay Matbaacılar Sitesi Muaz Bin Cebel Camii önünde yapılan uğurlama töreninde bir açıklama yapan Kimse Yok Mu Derneği Konya Şube Müdürü Hasan Aşçı, “Yaklaşık iki aydır sürdürdüğümüz kampanya bugün itibariyle sonuçlandı ve bir TIR dolusu ihtiyaç malzemesini Afganistan’a gönderiyoruz.” dedi.
Sameder Konya Şube Başkanı Dr. Adil İnan, “Dernek olarak topladığımız bir ton ilacı, Kimse Yok Mu Derneği ile birlikte bu TIR’la Afganistan’a gönderiyoruz. Bu ay içinde 20 doktorumuz da Afganistan’a giderek bir hafta boyunca oradaki hastaları muayene edecek. Gerekli ilaç ve diğer malzemelerin sağlamasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Konya Müftüsü Şükrü Özbuğday ise, “Afganistan’da bulunan Müslüman kardeşlerimize yardımda bulunan Kimse Yok Mu Derneği’ni tebrik ediyoruz. Bu çalışmaya maddi ve manevi katkıda bulunan tüm kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkür ediyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından Konya Müftüsü Şükrü Özbuğday’ın yaptığı dua ile Afganistan yardım TIR’ı yola çıktı.

(Ajanslardan)