16 Temmuz 2011 Cumartesi

AFGANİSTAN TÜRKMEN ŞURASI YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞINA HACI EMİN KANİ GETİRİLDİ

Afganistan Türkmenleri'nin siyasi, sosyal ve kültürel kuruluşu olan Türkmen Şurası Yönetim Kurulu Başkanlığı seçimi yapıldı.
Geçen hafta başkent Kabil'de gerçekleştirilen Türkmen Şurası Yönetim Kurulu Başkan ve yardımcılarını belirliyen seçime 850 kişilik delege katıldı.
Afganistan'ın değişik vilayetlerinin yanı sıra ABD, Almanya, S.Arabistan, Pakistan ve İran gibi çeşitli ülkelerde yaşayan Türkmen ileri gelenleri ve aksakkallarının katıldığı seçime, yaşulular arasından 242 kişilik merkez şurası üyesi siçimi yapıldı. Sözkonusu 242 kişilik üyenin 177'si Türkmen Şurası başkan ve başkan yardımcısı seçimi için sandık başına gittiler.
Kunduz Vilayeti eski parlementerlerden Hacı Emin Kani ve Şibirgan eski Valisi Rozmuhammet Nur'un aday gösterildiği başkanlık seçiminde, Hacı Emin Kani 94 oy alarak başkan seçildi.
Rozmuhammed Nur ise 80 oy alarak başkanlıktan elendi.
Başkan yardımcılığına ise Mezar-ı Şerif'ten Mevlevi Nimetullah, Meymene'den Kurbanmurat ve Şibirgan'dan Ömer Mahdum seçildi.
(Derleyen: Osman Mahdum)


13 Temmuz 2011 Çarşamba




BAYRAKLI BABA TÜRBESİ

Çanakkale’nin Gelibolu ilçesinde, birçok İslam büyüğünün türbe ve mezarı bulunuyor. Bunların arasında en tanınmışı ise “Bayraklı Baba” olarak bilinen Karacabey’in türbesi.
Özellikle Ramazan ayında, türbe, dua edip bayrak asmak için gelen ziyaretçilerle doluyor. Türkiye ve dünyanın birçok yerinden gelenler binlerce Türk bayrağının bulunduğu türbeyi ziyaret ederek, dua ediyor ve dilekte bulunuyorlar. Bayraklı Baba olarak bilinen Karacabey, Gelibolu’nun Hamzabey koyuna bakan yönünde astsubay gazinosunun bitişiğinden inen beton dar bir yolun altında bayraklarla donatılmış, küçük bir bahçenin içinde bulunan mermer bir mezarda yatmaktadır.


RİVAYET
Asıl adı Karacabey olan Bayraklı Baba, Osmanlı ordusundabayraktarlık yapmıştır. 1410 yılında Karacabey, düşman tarafından sarılır, kimi şehit kimi tutsak olur. Direnen Karacabey kurtuluşu olmadığını fark eder. Ya şehit olacak, yada düşmana esir düşecektir. Her iki ihtimalde de, taşıdığı bayrak, düşmanın eline geçecek. Ancak bayrağı “Namus” olarak nitelendiren Karacabey bayrağı küçük parçalara böler ve yutar. Bu sırada takviye kuvvetler gelir ve düşman püskürtülür. Yaralı olarak bulunan Karacabey’e, sancağın ne olduğunu sorarlar, düşmana teslim etmemek için yuttuğunu söyler. Komutan, bu sözlere inanmaz. Dürüst ve yiğit biri olan Karacabey, bunu ispat etmek için keskin palası ile karnını yarar ve yuttuğu bayrak parçaları karnından dışarıya kanlarla beraber çıkar. Yaptığı işin gururuyla son nefesini veren Karacabey’in son sözleri, “Benim mezarımı buraya kazın ve hiçbir zaman bayrak eksik etmeyin” olur. Bir başka hikaye ise şöyledir; Karacabey donanmada bayraktarlık yapan bir denizcidir. Marmara Yassıada açıklarında, Bizans donanması ile yapılan savaşta, elinde sancağı ile beraber şehit düşmüştür. Donanmanın merkezi olan Gelibolu’da sahile yakın bir yere gömülmüş ve vasiyeti üzerine mezarı bayraklarla donatılmıştır. Rivayet nasıl olursa olsun, Bayraklı Baba’nın mezarı, bayraklarla dua etmeye gelen vatandaşlarla dolup taşıyor. Bazıları dua ederken, bazıları da, Bayraklı Baba’dan dilek diliyor. Eğer dilek kabul edilirse, dilek sahibi minnettarlığını göstermek için bir bayrak getirip türbeye asıyor. Dışarıdan gelip dilek dileyenler ise sipariş vererek bayrak astırıyor.

11 Temmuz 2011 Pazartesi

OSMAN GAZİ'NİN TÜRBESİ'NE ZİYARET
Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşu ve ilk temel taşlarının atıldığı bu toprakları ziyaret etmek ve atalarımın, ejdadımın türbelerini ziyaret etmek bizim için en büyük bir şeref ve en büyük bir kıvançtı. Hatta geç bile kalmıştım bu ziyaret için.
Osman Gazi'nin huzuruna vardığımda, onun için hatim duası okurken gözlerimin yaşlarını tutamadım. Aklımdan şu sözleri geçereyordum ''Cihan padişahı olacak evlatların atası'' olan Osman Gazi'nin istirahatgahının huzurundaydım.
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV)'in müjdelediği ''ne güzel komutan'' olacak Fatih'in soy ağacının temelinin karşısındaydım.
Cenabı Allah'ın emri ile Mısır'a fethe çıkacak Yavuz Sultan Selim Han'ın, Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman Han'ın soy ağacının yanı başındaydım.
Sen ne güzel bir insansın. Sen ne büyük bir insansın. İki Cihan Serveri Hz. Muhammed (SAV) in müjdeleyeceği evlatların olacak. Sana müjdeler olsun ki senin evletların Cenabı Allah'ın emri ile sefere çıkacak. İslam sancaktarı olacak, sen ne büyük atam, ne büyük ceddimsin.
Bunlar aklıma geldikce ve aynı zamanda benim yaşadığım topraklardan Orta Asya'dan ta buralara yani Anadolu'ya kadar gelerek mesken tutan atalarımın huzurundaydım.
Bunları görüp duygulanmamak elde mi. Sizin ihtişamınızı görüp de duygulanmamak, göz yaşlarınızı tutabilmek mümkün mü.
Selam olsun sizlere, selam olsun evlatlarına, selam olsun mukaddes orduna, selam olsun Oğuz Han'dan buyana ve kıyamete kadar ebedi olarak parlayacak Türk bayrağını dik tutan erlerine, mert yiğitlerine selam olsun.

OSMAN GAZİ

Oğuzların Kayı boyundan, Türkiye Selçuklularının uç beyi ErtuğrulGazi’ nin oğlu olup, 1258 senesinde Söğüt’ te doğdu. Küçük yaştan itibaren İslam ilimlerini öğrenen Osman Gazi, ayrıca mükemmel bir askeri talim ve terbiye gördü. 1277′de Anadolu‘ nun İslamlaştırılıp, Türkleşmesi faaliyetine katılan gönül sultanlarından ve ahilerden biri olan Şeyh Edebeli’ nin kızı ile evlendi. Babası ErtuğrulGazi’ nin 1281′de vefatı üzerine bey seçilip iradeyi ele aldı.
Osman Beyi Kayıların başına geçince Söğüt’ ü kendisine merkez yaparak Akçakoca, Gazi Abdurrahman, Aykut Alp ve Konur Alp gibi beylerle Bizans’ a karşı fetihlere girişti. 1285′ de Kulaca Hisar’ ı feth edildi. 1288′ de İnegöl ve Karacahisar tekfurlarının kuvvetlerini Ekizce’ de bozguna uğrattı. Bu savaşta Osman Gazi‘ nin kardeşi Saru Batu şehid oldu.
Osmanlıların daha sonra Karacahisari Taraklı ve Göynük’ ü elde etmesi üzerine, bölge tekfurları ittifak ederek Osman Gazi‘ yi bir düğün münasebetiyle öldürmek istediler. Dostui Harmankaya hakimi Köse Mihal (ki daha sonra İslamiyet’i kabul ederek Mihal Gazi adını almıştır)’ in haber vermesi ile vaziyeti öğrenen Osamn Gazi sür’atle harekete geçerek Bilecik ve Yarhisar’ ı ele geçirdi.
1299′ da Türkiye Selçuklu sultanlığındaki iktidar boşluğundan faydalanan Osman Gazi istiklalini ilan etti. 1301′ de Yenişehir’ i alarak İznik ve Bursa'nın fethinin yolunu açtı. Bursa, Kite ve Atranos tekfurlarının kuvvetlerini Koyunhisar mevkiinde bozguna uğrattı. Bu zaferden sonra Kestel, Kite ve Ulubat kaleleri Osmanlıların eline geçti.

OSMAN GAZİ'NİN OĞLU ORHAN GAZİ'YE VASİYETİ:

Ey oğul Her işten önce din işlerine dikkat et. Zira farizaya (farzlara) dikkat, din ve devletin güçlenmesine sebeptir. Din işlerini; dikkatli olmayan, itikadı bozuk ve doğru yoldan ayrılmaya yönelen, büyük günahlardan kaçınmayan, helala-harama dikkat etmeyen sefihlere ve ayrıca tecrübesiz kişilere bırakma, devlet idaresinde bu gibi kişilere iş verme!.. Zira yaratandan korkmayan, yaratılandan hiç korkmaz. Büyük günah işleyen ve bunu devam ettiren kimsede sadakat olmaz. Böyle kişilerin sadakati olsa ümmeti olduğu Peygamber-i Zişan'ın sadık tebligatı üzere hareket eder de şer'i şerifin dışına çıkmazdı. Zulümden, bid'atten sakın. Zulme ve bid'ate teşvik edenleri devletinden uzaklaştır. Çünkü böyleleri seni zevale uğratmış olurlar.
Daima cihad ile devletini genişletmeye çalış. Çünkü uzun zaman sefer olunmazsa askerin secaatine; reislerin ve kumandanların bilgi, tedbir ve malumatına ağırlık ve noksanlık gelir. Böyle sefer işlerini bilenler ölür gider de yerine tecrübesiz kimseler gelir, bu yüzden de bir çok hatalar meydana gelir ki, bundan da devlet büyük zararlar görür. Beytü'l-mali koru! Devletin servetini çoğaltmaya çalış!.. Şer'i şerifin ölçüsüne göre sana ait olana kanaatle, ihtiyaçlarından ve gerekli olanlardan başka lüzumsuz yere telef etme, israftan kaçın. Askerinle, malınla gururlanma. Zira onlar Allah yolunda cihad için milletin işlerinin yerli yerinde görülmesi ve cihana adalet ve fazileti yayman için vasıtadırlar.
Sadakatle Allah rızası için çalışan devlet erkanını koru!.. Vefatlarından sonra böyle kimselerin çoluk-çocuğuna bak, ihtiyaçlarını karşıla.!..Halkından hiç kimsenin malına tecavüz etme!.. Hak edenlere yardım ile iltifat elini uzat, böylelerinin yakınlarını sıkıntıdan kurtar. Askeri erkanı iyi koru!.. Alimler, fazıllar, sanatkarlar, edipler; devletin bedeninin gücüdür. Bunlara iltifat ve ikramda bulun. Bir kemal sahibi işitince onunla yakınlık kur, dirlikler ver ve ihsan eyle!.. Hükümetinde ulema, fazıl kimseler, erbab-ı maarif çoğalsın, siyaset ve din işleri nizam bulsun!..
Benden ibret al ki, bu diyarlara zayıf bir bey olarak gelip haketmediğim halde bunca inayet-i celile-i Rabbaniye'ye mazhar oldum. Sen de benim yolumdan git ve bu Din-i Muhammedi'yi ve ashabını, başka sana tabi olanları koru. Allah'ın (c.c) hakkını ve kulların hukukunu gözet!.. Ve senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma. Ve adalet ve insafa riayet ile zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe teşebbüs de Allah'ın yardımına güven. Halkını düşman istilasından ve zulme uğratılmaktan koru!.. Haksız yere hiç bir ferde layık olmayan muamelede bulunma!.. Halkı taltif et, hepsinin rızasını kazan.''

(Derleyen: Osman Mahdum)